bunalım ne demek?
- Doğal bir süreçte birdenbire oluşan aykırılık, bunluk, buhran, kriz.
- Tehlikeli sonuç doğurabilecek gerginlik, buhran, kriz
Bunalım anlarında insanın yüreğini, en ürkütücü olasılıklar yoklamaz mı?
A. İlhan - Ruhsal yönden sonucu tehlikeli olabilecek durum
Zavallı oğlan bu bunalım anlarında acınacak hâlde oluyordu.
H. Taner - Bir hastalıkta iyileşme veya ölümle sonuçlanan, birdenbire olan fizyolojik değişiklik, kriz.
- Çoğunluğa ilişkin satın alma gücünün durması, satış değerlerinin düşmesi, çalışma gücünün azalması vb. sebeplerle ortaya çıkan ekonomik durum, kriz.
- Sermaye ve gelir kayıplarına yol açan ve iktisadi bütünlüğün her düzeyinde etkisi olan politik, ideolojik ve iktisadi tüm değerleri bozan bir rahatsızlık.
- İktisadi konjonktürdeki genişleme ve sürekli bir ilerleme döneminden sonra uzun ya da kısa daralma evresine geçerek yön değiştirme.
- Depression.
- Blues.
- The megrims.
- Melancholy.
- Down.
- Megrims.
- Crisis.
- Dismay.
- Moody.
- Shock.
- Despondency.
- Juncture.
- Stress.
- Collapse.
- Emotional upset.
- Anxiety.
bunalım geçirmek
- Herhangi nedenle oluşan bunalımı yaşamak.
- To be in a depression.
bunalım sonucu öldürme arzusu
- Amok, amuck.