bulkhead ne demek?
- Gemi bölmesi
- Gemide bölme
- Maden ocağında tahta set
- Bodrum merdiveninin iki kanatlı kapağı.
gemi
- Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine.
- Tonajı ve adı ne olursa olsun denizlerde ve iç sularda su ürünleri araştırmasında, istihsalinde, naklinde, işlenmesinde kullanılan kayık, sandal, yelkenli, şat, sal, mavna gibi vasıtalarla buharlı veya motorlu bilumum yüzer araçlar.
- Ship.
- Boat.
- Craft.
- Bark.
- Keel.
- Hijacker.
- Sail.
- To advance money on bottomry.
bulk
- Şişmek, büyümek, önemli olmak, şişirmek
- Şişmek, büyümek, genişlemek
- Cüsseli veya önemli olmak
- Şişirmek, büyütmek.
- Hacim, oylum
- Büyük kısım, ekseriyet
- Ambalajlanmamış yük veya eşya
bulk buying
- Toptan alışveriş
- Toptan alış
- Bir seferde çok fazla miktarda satın alma faaliyeti