boyanmak ne demek?
- Boyama işi yapılmak
Yeni boyanıp temizlenmiş bir ev gibi havası ferahlık veriyordu.
R. H. Karay - Kendi kendini boyamak, yüzüne boya sürmek, makyaj yapmak
İki hanım yaşları geçkince olmasına bakmayarak sürmüşler, boyanmışlar, omuzlarına tilkilerini almış, kurulmuşlar.
M. Ş. Esendal - Boya veya renkli bir şey sürülmek.
- Paint.
- To be painted.
- To dye.
- To put on make-up.
- To be dyed.
boyama
- Boyamak işi.
- Renkli yazma veya mendil.
- Rengi boya ile sonradan verilmiş olan
- Filmin herhangi bir renge elle boyanması işi. (Renkli film çıkmadan önce, seyirci üzerinde etki uyandırmak amacıyla bazı görünçlükler çeşitli renklere boyanırdı.boyamada pozitif görüntü tek renge boyanır; böylelikle görüntünün saydam bölümleri renkli olduğu halde saydamsız bölümleri değişmez. Renklendirmenin karşıtı).
- Doku ve organların ışık mikroskobunda incelenmesi için boyama tekniklerinin uygulanması. Kullanılan pek çok boya asidik ve bazik bileşikleri içerir. Bazik boyaları toluidin mavisi, metilen mavisi, bazik fuksin, tiyonin, safranin, hematoksilen ve karmin; asit boyaları ise oranj G, eozin, Kongo- kırmızısı ve pikrik asit oluşturur.
- Metal yüzeyleri boya ile örtme işlemi.
- Tint(ing), dyeing, colouring (ABD: coloring).
- Staining.
- Coloring.
- Colouring.
boyanma
- Boyanmak işi.
- Dyeing, staining.
boyanmamak
- (neg. form of boyanmak) be painted, dye, stain; make up, put on cosmetics; make oneself up.