boru ne demek?
- Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir
Soba borusu kazanın içinden geçerdi.
N. Cumalı - Borazan
- Kullanım yerine göre çapı değişebilen genellikle camdan yapılmış içinde üşekler bulunan, havası alınmış ya da amaca uygun uçunlarla doldurulmuş yuvak biçimli kapalı gereç. Temel parçacıkları algılayan Geigerborulanndan televizyon görüntüborusuna ve eksicikborularına değin değişik kullanım yerleri vardır.
- Pipe.
- Trumpet.
- Horn.
- Clarion.
- Conduit.
- Drain.
- Duct.
- Trump.
- Bore.
- Flue.
- Tubing.
- Bugle.
- Cane.
- Spout.
- Orifice.
- Beak.
- Cornet.
- Nose.
- Nozzle.
- Penstock.
- Blare.
- Funnel.
- Tube.
- Röhre
- Tube, lampe
boru ağı
- Tesisatı oluşturan boruların bütünü.
- Döşemi oluşturan boruların tümü.
- Piping system.
boru anahtarı
- Yivli, setli çeneleri ile boruyu sıkıca kavrayarak sökülüp takılmasını sağlayan aygıt. (bk. Şek. 1)
- Bk. boru anahtarı