bore ne demek?
- Can sıkmak, bizar etmek, baş ağrıtmak
- Delmek
- Delik açmak, burgu veya matkap ile delmek oymak
- Can sıkıcı kimse veya olay, baş belası.
- Sıkmak, bunaltmak; daraltmak,
- Delik, oyuk
- Kalibre, çap
- Kabarma sonucu oluşan yüksek tepeli dalga.
- Kabak tadı vermek
- Sondaj yapmak
- Bkz. bear.
- Kafa uzatmak (at)
bear
- Taşımak
- Hazmetmek, dişini sıkmak
- Değmek, sapmak, yönelmek
- Spekülasyon yapmak, borsa fiyatlarını düşürmek
- Ayı
- Katlanmak, çekmek, sineye çekmek
- Tahammül etmek, dayanmak
- Etrafa yaymak
- Aklında tutmak
- (meyva) vermek (ağaç)
bore a hole in
- -de delik açmak. (bir fikri) azıcık çürütmek.
bore bit
- Tas delecek kalem