booth ne demek?
- Kulübe, çadır
- Gişe, kabin
- Çardak, barınak
- Satış pavyonu
- Baraka
booths
- Satış pavyonu (fuarda)
boot
- Çizme.
- Bot.
- Tekmelemek, tepmek, kovmak, tekme atmak
- Çizme giydirmek
- (argo) tekmelemek, tekme ile uzaklaştırmak
- Çizme şeklindeki aletle işkence yapmak
- Futbolda tekme atmak
- Işten çıkarmak, kovmak.
- Veya (şiir) fayda etmek
- Yararlı olmak, işe yaramak