bitik ne demek?
- Yorgunluk veya hastalıktan gücü kalmamış
Ne bitik, ne cılız işitilmiyor bile.
P. SafaYaşlı ve yaslı kadını, bitik bir hâlde kulübenin köşesinde biraz kımıldanarak buyur etti.
Halikarnas Balıkçısı - Durumu kötü, fena
Hoşa gitmeyen cilvelere kalkarlarsa hâlimiz bitiktir.
H. Taner - Yapışık, dolaşık, ekli.
- Osmanlılarda, 16. yüzyıla kadar, yazılmış kâğıda verilen ad.
All over.
Finished.
Exhausted.
Worn out.
Serious.
In trouble.
Flat.
Broken down.
In love.
bitikçi
- Osmanlılarda, 16. yüzyıla kadar, yazman (kâtip) anlamına kullanılan sözcük.
bitiklik
- Bitik olma durumu.
Exhaustion, being finished, beat, or drained.