birleşmek ne demek?

  1. Ayrıyken tek bir bütün durumuna gelmek.
  2. Buluşmak, bir araya gelmek

    Bazen ikisi, üçü birleşince ne ateşli münakaşalara dalıyorlar.

    A. Ş. Hisar
  3. Uyuşmak, aynı görüşte olmak.
  4. Aynı amaç çevresinde toplanmak

    Küçükten, sessizden; yazıcısı, aktörü, ressamı birleşerek candan bir Türk tiyatrosu kurulabilir miydi, acaba?

    S. F. Abasıyanık
  5. Kaynaşmak.
  6. Cinsel ilişkide bulunmak.
  7. (en)Inosculate.
  8. (en)Join.
  9. (en)Unite.
  10. (en)Confederate.
  11. (en)Coalesce.
  12. (en)Combine.
  13. (en)Conjoin.
  14. (en)Reunite.
  15. (en)Agree.
  16. (en)Affiliate.
  17. (en)Ally.
  18. (en)Ally oneself.
  19. (en)Amalgamate.
  20. (en)Associate oneself.
  21. (en)Band together.
  22. (en)Congregate.
  23. (en)Conjugate.
  24. (en)Converge.
  25. (en)Couple.
  26. (en)Fasten.
  27. (en)Federate.
  28. (en)Fuze.
  29. (en)Gang.
  30. (en)Incorporate.
  31. (en)Knit.
  32. (en)Assemble.
  33. (en)Associate.
  34. (en)Bond.
  35. (en)Close.
  36. (en)Cohere.
  37. (en)Communicate.
  38. (en)Consolidate.
  39. (en)Conspire.
  40. (en)Merge.
  41. (en)To unite.
  42. (en)To join.
  43. (en)To connect.
  44. (en)To associate.
  45. (en)To combine.
  46. (en)To couple.
  47. (en)To coalesce.
  48. (en)To conjoin.
  49. (en)To amalgamate.
  50. (en)To merge.
  51. (en)To incorporate.
  52. (en)To band together.
  53. (en)To confederate.
  54. (en)To make one.
  55. (en)To meet.
  56. (en)To agree.
  57. (en)Accrete.
  58. (en)Consort.
  59. (en)Link.
  60. (en)Piece.
  61. (en)Warm wise.

birleşme

  1. Bkz. kenetlenme
  2. Birleşmek işi
  3. İki firmanın, hukuki varlıklarını sona erdirerek, yeni yasal unvan altında bir araya gelmeleri sonucu, her türlü varlık ve yükümlülüklerin yeni oluşturulan firmaya devredilmesi ya da bu iki firmadan birinin diğerine katılması.
  4. Bir hücreli organizmaların ya da gametlerinin geçici olarak ya da devamlı olarak bir araya gelmesi. Konjugasyon.
  5. Atom, molekül ya da kimi özdeklerini görece güçsüz kimyasal bağlar ile geçici olarak daha karmaşık atom, molekül ya da özdekler oluşturması.
  6. Belirli işlevlerin arasında bağlantı kurulması.
  7. (en)Conjunction.
  8. (en)Union.
  9. (en)Joining.
  10. (en)Coalition.

birleşme borusu

  1. Yapının çeşitli bölümlerine giden ya da gelen boruları birleştiren, büyük çaplı boru parçası.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

birleşmebirleşme borusubirleşme çizgisibirleşme değeribirleşme eğilimibirleşbirleşekbirleşenbirleşen hacimler yasasıbirleşik
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın