biriktirmek ne demek?
- Yere dikilmiş bir eksen çevresinde döndürülen askılara takılı oyuncak at, uçak vb.nden oluşan bir eğlence aracı.
- Toplayıp yığmak.
- Bir şeyi ölçülü kullanarak artırmak, tasarruf etmek
Zehra aldığı bütün paraları biriktiren, iyi kalpli, sessiz bir kızdı.
S. F. Abasıyanık - Öğrenme, yarar sağlama vb. sebeplerle bazı nesneleri bir araya getirmek, koleksiyon yapmak.
- Lay in.
- Lay up.
- Store up.
- Collect.
- Save.
- Accumulate.
- Amass.
- Gather.
- Keep back.
- Lay aside.
- Lay by.
- Put aside.
- Put away.
- Put by.
- Roll up.
- Salt.
- Set apart.
- Set by.
- Setaside.
- Treasure up.
- Hoard.
- Store.
- To save.
- To put sth aside.
- To accumulate.
- To collect.
- To gather.
- To amass.
- To assemble.
- To save up.
- To lay by.
- Hive.
- Hoard up.
biriktirme
- Biriktirmek işi, tasarruf.
- Toplamak.
- (Rüzgar) toplayıp yığma.
- Accumulation.
- Saving.
- Collection.
- Build up.
biriktirme aygıtı
- Değişik kaynaklardan gelen bilgileri seçen, tutan, istenildiği anda başka bilgilerle birleştirip yayına verebilen aygıt.
- Storage device (switching).
- "Storage Device"
- "storage device"