birden ne demek?
- Bir defada.
- Ansızın
Birden döndüm ve tahminimde haklı olduğumu anladım.
R. H. KaraySokakta yürürken birden durup yukarı bakarmışım.
A. Ağaoğlu - Birlikte, beraberce, hepsi bir arada
Şimdi, ikisi birden gülmekten kırılıyorlar.
Y. K. KaraosmanoğluÜçümüz birden sürükleyerek şilteyi de dışarı çıkardık.
A. Kutlu - Çabucak.
Instantaneous.
Suddenly.
At a stroke.
All of a sudden.
At one heat.
At once.
Per saltum.
Plump.
Sharp.
Short.
Slap.
Slap-bang.
Snap.
Bang.
All at once ansızın.
Aniden.
At a time.
At the same time.
Outright.
bir
- Sayıların ilki.
- Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı.
- Bu sayı kadar olan.
- Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).
- Tek.
- Beraber.
- Eş, aynı, bir boyda.
- Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.
- Kuyu. (Osmanlıca'da yazılışı: bi'r)
- Yıldırım. Bulutdan buluta veya bulutdan yere elektrik boşanması.
birden açılmak
Fly open.
birden akla gelmek
Flash