benimsemek ne demek?
- Bir şeyi kendine mal etmek, sahip çıkmak, kabullenmek, tesahup etmek
Ağzın kulaklarına vardı, işi âdeta benimsedin.
R. H. Karay - Bir şeye, birine bağlanmak, ısınmak
Karım içinde büyüdüğü bu evi bütün psikolojik derinliğiyle benimsemişti.
A. H. Tanpınar - T. Sahip çıkmak, bir şey hakkında benimdir iddiasında bulunmak. Kabullenmek.
Take up seriously.
Assimilate.
Adopt.
Commandeer.
Embrace.
Espouse.
Interiorize.
Internalize.
Latch on to.
Seize.
Seize upon.
Be sold on.
Applaud.
Naturalize.
Nibble.
To appropriate.
To adopt.
Adopt in principle.
To appropriate to oneself.
To make one's own.
To consider one's own.
To take up seriously.
Sanctify.
Take possession.
benimseme
- Benimsemek işi, sahip çıkma, tesahup.
- Tüketiciler tarafından piyasada yeni bir ürünün kabul edilmesi. krş.benimseme süreci
- Bk. kabul
Adoption.
Appropriation.
Assimilation.
Acceptance.
Claim.
benimseme bölgesi
- (İstatistiksel sınamalar) Örneklem uzayında, önsavın benimsendiği bölge.
Acceptance region.