ben ne demek?
- Çoğu doğuştan, tende bulunan ufak, koyu renkli leke veya kabartı
Dedim tane tane olmuş benlerin / Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır.
Âşık Ömer - En çok üzümde görülen olgunlaşma belirtisi.
- Saçta, sakalda beliren beyazlık.
- Olta veya tuzağa konulan yem.
- Kuşun yavrusuna taşıdığı yem.
- Teklik birinci kişiyi gösteren söz
Bütün sevgileri atıp içimden / Varlığımı yalnız ona verdim ben.
A. K. Tecer - Kişiyi öbür varlıklardan ayıran bilinç.
- Bir kimsenin kişiliğini oluşturan temel öge, ego.
- Tekil birinci şahsı gösteren zamir.
- Yüzde ve vücudun diğer bölgelerinde görülen, tümör özelliğinde olmayan yerel leke veya işaret. Doğuştan veya sonradan sinir, bağ doku, eklenti bezleri ve damar gibi doku yapılarını fazlalığı veya eksikliği sonucu yavaş olarak biçimlenir, mole, nevüs.
- Harman, eken.
- Nevus, naevus.
- Mole.
- Myself.
- An old form of the pl.
- Indic.
- Of Be.
- Hoglike mammal of New Guinea.
- Self.
- EPA's computer model for analyzing a violator's economic gain from not complying with the law.
- Used frequently in 'patronymics' ; Rabbi Akiba ben Joseph means Akiba son of Joseph.
- Mountain peak.
- Benedictive mood.
- Beauty spot.
- The seed of one or more species of moringa; as, oil of ben.
- See Moringa.
- Within; in; in or into the interior; toward the inner apartment.
- The inner or principal room in a hut or house of two rooms; opposed to but, the outer apartment.
- Mountain or tall hill; 'they were climbing the ben'.
- Well Used with other words, e g ben marcato, well accented, emphasized.
- Son of.
- Bentonite.
- Son of; frequently used in personal names, as Ben-Gurion.
- Banağacı, sorkun ağacı, bot
- Iç oda (İsk.)
ben affleck
- (1972 doğumlu) Amerikalı senaryo yazarı ve aktör
ben amerikadan geliyorum.
- Usa: i am from the usa.