belirtmek ne demek?
- Açıklamak, tebarüz ettirmek
Üzüntülerini kırgınlıklarını dudak büküp susarak belirtir.
N. Cumalı - Belirli bir duruma getirmek.
- Meydana çıkartmak.
- Daha açık, daha anlaşılır hale getirme.
- İşaret etmek, göstermek.
- Bilinen elemanlar yardımı ile yeni bir elemanı bildirmek.
- Resmin herhangi bir kısmını göz çarpacak hale getirme.
- Tayin etmek, tebarüz etmek, tasrih etmek.
- Point out.
- Define.
- Remark.
- Represent.
- Signify.
- Deliver oneself.
- Denote.
- Embody.
- Emit.
- Enumerate.
- Evidence.
- Exude.
- Feature.
- Import.
- Indicate.
- Manifest.
- Predicate.
- Purport.
- Show.
- Sign.
- State.
- Ventilate.
- Assert.
- Betray.
- Couch.
- Designate.
- Emphasize.
- Expound.
- Express.
- Frame.
- Mark.
- Register.
- Stress.
- Suggest.
- Tinge.
- Underline.
- To indicate.
- To state.
- To denote.
- To express.
- To remark.
- To frame.
- To signify.
- To designate.
- To mark.
- Specify.
belirtme
- Açıklama, belli bir hale getirme, göz önüne koyma.
- Belirli kılma, görüş bildirme, tasrih
- Temayüz ettirme, tayin.
- Specification.
- Clarification.
- Clear revelation.
- Clearly revealing.
- Designation.
- Determination.
- Full definition.
belirtme i hali
- Bkz. Grek -i hali.