belirgin ne demek?
- Belirmiş durumda olan, göze çarpan, besbelli, açık, bariz, sarih
Hüzünlü bakışlarının daha belirgin hâle getirdiği iri, siyah, ceylan gözleriyle ... alımlı da sayılabilirdi.
E. BenerSesindeki meydan okuyuş öyle belirgin ki ona iyi davrandığıma pişman olacağım neredeyse.
Ahmet Ümit - Açık bir biçimde
Kamaranın kapısı daha belirgin tıklatılıyor şimdi.
Adalet Ağaoğlu - Bariz, mütebariz, ayan.
- Bir dilin, yapısal şartlarından ortaya çıkan dil bilimsel değere sahip tüm unsurlar için kullanılır.
- Clear.
- Manifest.
- Distinctive.
- Blazing.
- Upfront.
- Clear-cut.
- Distinct.
- Evident.
- Explicit.
- Marked.
- Positive.
- Prominent.
- Pronounced.
- Salient.
- Sharp-cut.
- Thick.
belirgin biçimde
- Distinctly.
belirgin bir fark
- A marked difference