baz analogları ne demek?
- Nükleotitlerde yer alan ve mutasyonlara sebep olan, 5-fluorositozin, 5-fluorourasil gibi normal bazlardan çok az farklı olan pürin ve pirimidinler.
- Rna veya DNA'da doğal olarak bulunan pirimidin veya pürine benzeyen bileşik.
- Base analogs.
- Base analogue.
- Base analogue
baz
- Temel, esas.
- Taban.
- Bir asitle birleştiğinde bir tuz oluşturan madde, esas.
- Bk. taban
- Alkali
- Nükleotid yapısını oluşturan moleküller.
- Suda çözündüğünde hidroksil yükünü OH
- Herhangi bir şeyin temeli veya en küçük parçası, bileşiğin ana maddesi.
- Kimyada tuzun asit olmayan kısmı veya tuzların oluşumu için asitlerle birleşmiş madde veya bir çözeltide hidrojen iyonu (proton) alan madde.
- Alkali.
baz alınan
- Basal.
analog
- Benzer, eş.
- Köken bakımından değişik olmakla beraber aynı görevi yapan yapılardan her biri. Örnek: Midye ve balık solungaçları gibi.
- Kökeni ve yapısı farklı olmasına rağmen aynı işlevi gösteren iki organ veya bileşikten biri
- Kökenlerinin benzer olmasına gerek olmaksızın, aynı görevi gören.
- Analogue, analogous.
- Analogue.
- Analogous.
- Electronic signals based on a variable that move up and down continuously and are found in products such as analog radios and clocks Analog products are not as common as digital because the mathematical description is more complex, as opposed to digital signals that consist of either ON or OFF.
- Transmission method that employs continuous electrical signals that vary in amplitude or frequency Traditional telephone service uses analog technology.
- As used in the National Ocean Service, a continuous measurement or a continuous graphic display of data See ADR gauge and marigram.