bayağı ne demek?
- Aşağılık, pespaye
Bütün hareketleri adi, kaba ve bayağı idi.
Ö. Seyfettin - Kibar olmayan, basit, adi, sıradan, amiyane, banal
Çapkınlığı, çok iğrenç ve bayağı çapkınlık.
M. Yesarî - Her zamanki gibi olan, hiçbir özelliği bulunmayan
Kardeşimi birdenbire çok bayağı buldum.
P. Safa - Hemen hemen, âdeta.
- Gerçekten, çok, oldukça, epey
Bayağı, çocuk gibi sevinirim limonun yarısının durduğuna.
S. F. Abasıyanık - Çok iyi, pekâlâ.
- Âdî, ale'l-âde (bk. olağan). ~ boyunluluk: âdî kefâlet. ~ ortaklık: âdî şirket.
- Common.
- Banal.
- Ordinary.
- Coarse.
- Vulgar.
- Camp.
- Cheap.
- No class.
- Coarse-grained.
- Common as dirt.
- Commonplace.
- Corrupt.
- Dastardly.
- Goodish.
- Inferior.
- Lewd.
- Little.
- Low camp.
- Low class.
- Menial.
- Plebeian.
- Prosaic.
- Run-off-the-mill.
- Shoddy.
- Tawdry.
- Quite.
- Mean.
- Poor.
- Plain.
- Simply.
- Just.
- Entirely.
- Characterless.
- Dreadful.
- Ignoble.
- Mundane.
- Pitiful.
- Profane.
- Rumdum.
- Servile.
- Simple.
- Workaday.
bayağı çok para
- Sum of money.
bayağı davranmak
- Camp it up.