barınmak ne demek?
- Doğa etkilerinden korunmak için kapalı bir yere sığınmak.
- Yerleşmek, yaşamak için uygun şartlar bularak oturmak
Dosdoğru teyzemin evine gidecektim, iyi kötü barınacak bir yer...
P. Safa - Bir yerde yatarak geceyi geçirmek.
- Soyut kavram bir yerde etkili olmak, gelişecek ortamı bulmak.
- Çevresiyle uyumlu, dirlik içinde yaşamak
Girip çıktığı mesleklerin hiçbirinde üç dört, hadi bilemediniz, altı aydan fazla barınamadı.
H. Taner - Shelter.
- Harbor.
- Harbour.
- To take shelter.
- To get along together.
- To take shelter in.
- House.
- Nestle.
- Tabernacle.
barınma
- Barınmak işi
- Sheltering.
barınma hattı
- Trenlerin karşılaşmalarını, durdurmalarını sağlamak için yapılan yardımcı hat. (Demiryolu)
- Siding.