bakay ne demek?
- Ay gibi parlak ve aydınlık bakışlı.
- Ele avuca sığmayan.
bakaya
- Sevk için çağrıldıkları halde, sevkin son gününe kadar gelmeyenler ile sevk edildikleri halde, kendilerine tanınan yol süresi sonuna kadar birliklerine özürsüz katılmayan yükümlülerdir.
- Askerlik çağına girenlerden son yoklamalarını yaptırarak askerlik kararı aldırdıkları hâlde çağrıldıklarında gelmeyen veya gelip de kıtalarına gitmeden toplandıkları yerlerden ayrılanlar.
- Ait olduğu yıl içinde toplanamayıp ertesi yıla kalan vergiler.
- Kalıntılar.
- Bk. kalıntılar
- Artıklar, fazlalıklar.
- Remnants.
- Arrears.
- Arrears of taxes.
- In arrears.
baka
- Bk. kalım
- Siyah beyaz alacalı koyun. (Osmanlıca'da yazılışı: bak'â)
- Tutam, demet, deste. (Osmanlıca'da yazılışı: bâka)