bacaksız ne demek?
- Bacağı olmayan.
- Bacakları kısa olan, kısa boylu, bodur.
- Yaşından büyük işlere kalkışan çocuklara söylenen bir söz.
- Having no legs.
- Short-legged.
- Who tries sth he / she is too young to do.
- Pint- sized.
- Legless.
bacaksızlık
- Bacaksız olma durumu.
- Kısa boyluluk.
- Small stature, being tiny or short.
bacak
- Vücudun kasıktan tabana kadar olan bölümü
- Hayvanlarda yürümeye veya atlamaya yarayan organ.
- Bazı şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri, ayak.
- Oyun kâğıtlarında oğlan, vale.
- Kalça kemeri ile ayak arasında kalan kısım.
- Hlk. Sığır gövde etinde cidagonun ön tarafında kol üzerinden döş hizasına kadar uzanan kaslardan elde edilen pastırmalık et parçası veya bu parçadan yapılan pastırma.
- Crural.
- Limb.
- Shank.
- Shin.