bütünleşmek ne demek?
- Bütün duruma gelmek.
- Coalesce.
- Integrate.
- Defragment.
- To become a united whole.
- To be integrated.
bütün
- Eksiksiz, tam
- Çok sayıdaki varlık ve nesnelerin hepsi
- Bozuk olmayan (para).
- Parçalanmamış.
- Birlik, tamlık
- Tümel niceleyicinin Türkçe'deki bir karşılığı.
- Eksiksiz, tüm.
- Tam, tamam, tek parça.
- Halk, ahali.
- Whole.
bütünleşme
- Bütünleşmek işi.
- Bk. 1. birleşme 2. iktisadibütünleşme
- Kültür değerlerinin, budunsal azınlıkların, toplumsal öbeklerin bir bütüne alınışı, bir bütüne dönüşmesi.
- Coalescence.
- Integration.
- Concretion.
- Intégration
bütünleşme çemberi
- (Jung) Benliğin tüm bütünlüğe erişme çabasını simgesel biçimde gösteren büyülü çember.