bürokrasinin ekonomi kuramı ne demek?
- Hükümet birimlerinin bütçeyi maksimum yapacak şekilde davranacaklarını varsayan ve bütçe büyüklüğü ile bürokratların elde edeceği parasal ve parasal olmayan yararların arasında bir ilişki kuran model.
- Economic theory of bureaucracy.
bürokrasi
- Devletle ilgili işlerin yürütülmesinde gereksiz kural ve işlemler, kırtasiyecilik.
- Devlet kurumlarında çalışan üst düzey yöneticiler topluluğu.
- Kamu yönetimi.
- Bir toplumda tabandan yukarıya doğru çıktıkça daralan bir yapı içinde örgütlenmiş olan, genel kural ve ilkelere göre çalışan profesyonel atanmış görevliler topluluğu.
- Devlet idaresinde bir işi yapabilmek için alınması gereken izin, onay, imza ve uyulması gereken kurallar.
- Bk. genörgütsel yönetim
- Fr. Hükumet dairelerinde aşırı kırtasiyecilik, muamele çokluğu. İşlerin yürütülmesinde şekilciliğin ve idari işlemlerin ağır basması hali. Devlet görevlilerinden meydana gelen zümre veya sınıf. Memurlar sınıfı. Bürokrasi, her çeşit rejimde tahakküm vasıtası olmaktadır. Oysa İslamiyet'te devlet makamları tahakküm değil, hizmet makamıdır. Devlet görevlileri müslüman halkın hizmetindedir, kendileri saygı beklemez, saygılı davranır. Kimseye tahakküm edemez. Çünkü Allah'ın emirlerine uymak zorundadır. Hazreti Ömer (RA), devlet başkanı olunca "Allah'ın emirlerinin dışına çıkarsam, beni kılıçlarınızla doğrultun" demekle bunun örneğini vermiştir. Zulüm ve tahakkümü kaldırarak adaleti getirmiştir. Gerçek adalet ve hürriyet ancak İslam'da vardır.
- Bureaucracy.
- Red tape.
- Red-tapism.
bürokrasi düşkünü
- Red tapist.
ekonomi
- İnsanların yaşayabilmek için üretme, ürettiklerini bölüşme biçimlerinin ve bu faaliyetlerden doğan ilişkilerin bütünü, iktisat.
- Bu ilişkileri inceleyen bilim dalı, iktisat.
- Tutum.
- Bk. iktisat
- Yun. İktisad. Tutum. Geliri gideri hesaplıyarak lüzumsuz masrafı bırakıp artırmağa çalışmak. Ölçülü ve idareli harcamak. İnsanların sınırsız olan ihtiyaçlarıyla bunları sağlamaya yarayacak sınırlı imkan ve vasıtalar arasında mümkün olan azami uygunluğu temin için (sağlamak için) yapılan çalışma ve faaliyetler. Bu faaliyetlere hakim olan kaideleri inceleyen ilim.İktisadi hadiseler istihsal (üretim), istihlak (tüketim), mübadele (değişim) ve tevzi (bölüşüm, dağıtım) olmak üzere dört çeşite ayrılır. İktisat ilmi bu hadiselerin birbirleriyle olan ilişkileri, müvazeneleri (dengeleşimleri), teşkilatlanma ve idaresi bakımlarından şekillerini inceletmekte ve hadiselerin matematiki olarak mümkün modellerini bulmaya çalışmaktadır. Günümüzde iktisat politikaları büyük bir ehemmiyet kazanmıştır. İktisadi politikalar, bugünkü dünyamızda iki ana sisteme ayrılmıştır. 1- Kapitalizm; 2- Sosyalizm. Bunlar arasında zikredilen "karma ekonomi" şekli esas itibariyle bunlardan birine dahil edilmektedir. İslam iktisat sistemi bunlardan esastan ayrılmaktadır. Bu iki sistem, dünya hayatını esas alan maddeci sistemlerdir.Kapitalist sistem, emeği ferdi sermayeye sosyalist sistem, emeği devlet tahakkümüne bağlar. Kapitalist sistemde sermaye sahipleri, sosyalist sistemde devlet ve toplum adına bir grup hakim olur. Her iki sistem istismar "sömürme" ve tahakküme dayandığı için cemiyet hayatında anarşiyi ve ihtilalleri doğurmakta, insanlık, barış, huzur ve saadete ulaşamamaktadır.İslamiyet ise kapitalizmin ferdin istismarını; sosyalizmin kollektif tahakküm ve istismarını ortadan kaldırır. Herkesin kazancı, emeğine göre olur.
- Economy.
- Economics.
- Economy; economics.
- Thrift.
- Thriftiness.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
bürokrasibürokrasi düşkünübürokrasi ile ilgilibürokrasiden arındırmakbürokratekonomiekonomi biçimleriekonomi bilimiekonomi bölümüekonomi classekonomi çapında istihdam çarpanıekonomi çapında istihdam çoğaltanıekonomi enstitüsüekonomi klasekonomi mallarıekonometriekonometrikekonometrik modelekonekonazolekondromekondroz