büklüm büklüm ne demek?
- Çok büklümlü, kıvrım kıvrım
Büklüm büklüm alnına dökülen kıvırcık saçları vardı.
S. F. Abasıyanık - In curls, curly.
büklüm
- Bükülmüş, kıvrılmış şeylerin oluşturduğu kat, kıvrım
- Dönemeç, viraj.
- Akarsu yatağının, az eğimli koyak tabanlarında ve ova düzlüklerinde çizdiği "S" harfine benzeyen kıvrım.
- Bükülmüş kıvrılmış şeylerin oluşturduğu halka, turra.
- Bükülmüş, kıvrılmış şeylerin oluşturduğu kat.
- Meander.
- Méandre
büklüm kayması
- Büklümün, içbükey kıyısının aşınma, dışbükey kıyısının ise birikme yeri olması nedeniyle yana doğru yer değiştirmesi.
- Migration of meander.
- Migration de méandre
büklüm
- Bükülmüş, kıvrılmış şeylerin oluşturduğu kat, kıvrım
- Dönemeç, viraj.
- Akarsu yatağının, az eğimli koyak tabanlarında ve ova düzlüklerinde çizdiği "S" harfine benzeyen kıvrım.
- Bükülmüş kıvrılmış şeylerin oluşturduğu halka, turra.
- Bükülmüş, kıvrılmış şeylerin oluşturduğu kat.
- Meander.
- Méandre