büküm ne demek?
- Bükme işi.
- Bir şeyin bükülmüş yeri, kat, kıvrım
Cebine koyarken kâğıt yere düştü, bükümü açıldı.
B. Felek - Bir kerede eğrilmiş iplik, yün miktarı.
- Bir konuşma tümcesinde müzik notalarının kullanılması, ses tavrının ve uzamının değişmesi.
Twist.
Twine.
Torsion.
Bend.
Fold.
Inflection.
Inflexion de la voix
bükme
- Bükülmüş kaytan veya iplik.
- Vücudun bir bölümünü yanındaki bölüm üzerine kıvırma, germe karşıtı.
- Bükmek işi.
Bend.
Spinning.
Twist.
Wrench.
Doubling.
Contortion.
Bending twist.
bükümhane
- İpek ipliklerinin birkaç katının bir arada büküldüğü yer. (Dokumacılık)
Spinnery, spinning factory, spinning house.
bükümlü
- Bükülmüş olan, bükümü olan.
Sinuous.
Twisted.
Spun.