bükülmek ne demek?
- Bükme işine konu olmak, katlanmak
Yerde kenarı bükülmüş bir seccade vardı.
F. R. Atay - İplik eğrilmek.
- Eğilmek.
- Yönelmek.
To be sprained.
To be twisted.
To be rolled up.
To be coiled.
To be contorted.
To be buckled.
To be plyed.
To be winded.
To be spined.
To be curled.
To be curved.
To be distorted.
To be kinked.
To be wreathed.
Contort.
Crook.
Curl.
Curve.
Fold.
Twirl.
bükülme
- Bükülmek işi.
- Bir çubuğun, ışığın yay biçiminde eğilmesi, yol değiştirmesi. bk. ışıkbükülmesi.
Contortion.
Torsion.
Twist.
Bend.
Curvature.
Convolution.
Distortion.
Flexion.
bükülme esnekliği
Elasticity of flexure.