bölmeli ne demek?
- Bölme ile ayrılmış
Gazino bahçesinin hususi gibi olan bölmeli kısmına girerler.
H. R. Gürpınar Divided.
Sectioned.
Paned.
Partitioned.
Checkered.
Checker-work.
Cellular.
Double-bucketed.
Cantoned.
bölme
- Bölmek işi, ayırma, parçalama, taksim.
- Salon, oda, sofa vb. büyük bir yerden ayrılmış daha küçük yer
- Büyük bir yeri, alanı küçük oda veya kısımlara ayıran ince duvar veya tahta perde
- Kalın ağaç gövdesinden odun veya tekne yapmak için ayrılan tomruk.
- Gemilerin içinde, su baskını, yangın vb. durumlarda, ara kapılar kapandığında arızanın veya hasarın yayılmasını önlemek için kullanılan birbirlerinden ayrılmış yerler.
- Cins kavramlarını tür, alt tür kavramlarına ayırma işi.
- Dört işlemden biri, taksim.
- Bezlerin lopları arasındaki duvar, iki boşluğu ayıran duvar.
- Meyvelerde mantar hiflerinde, mercanlarda, kalpte, burunda, dilde ve odalı kabuklarda görülen duvar. Perde, septum.
- Akımsaklarda iki voltluk elektrik gücü taşıyan bölümlerden her biri.
bölmeleme
- N x M boyutlu bir dizeyin, boyutları birbirinin toplamı olacak biçimde daha küçük dizeyleri oluşturması olayı.
Partitioning.
Cloisonnage
bölmelemek
- Bir şeyi bölmelere ayırmak.