aydınlanmak ne demek?
- Bir sorun üzerine gereği kadar bilgi edinmek, tenevvür etmek
Personelin yeteri kadar aydınlandığına kani olduktan sonra iki ciddi alarm denemesi yaptı.
H. Taner - Aydınlık olmak.
- Clarify.
- Dawn.
- Light.
- Lighten.
- To lighten.
- To become luminous.
- To brighten up.
- To become clear.
- To be enlightened.
- To be filled in.
- To become informed.
- Brighten.
- Come into focus.
aydınlanma
- Bir sorun üzerine gereği kadar bilgi edinme, tenevvür.
- Aydınlanmak işi.
- Bir yüzeyin, karşısına konulan eşit ışık kaynaklarının sayısı ile orantılı olarak aydınlık görünmesi.
- Birim yüzeye bir saniyede düşen ışık niceliği; SI birimi lükstür.
- Görüntüsü saptanacak konunun üzerine bir ya da daha çok kaynaktan ışık gelmesinden doğan durum
- Aydınlığın süresiyle çarpımı.
- Lightening.
- Enlightenment.
- Illumination.
- Lighting.
aydınlanma çağı
- XVIII. yüzyıl Avrupasında düşünüş ve inançların tüm baskılardan kurtularak usun kılavuzluğunda bağımsızlığa kavuştuğu dönem.
- Siècle des lumières