aydınlık ne demek?
- Bir yeri aydınlatan güç, ışık
Bir elektrik görmediğimizden titrek fener aydınlığına doyamazdık.
F. R. Atay - Bir yapının ortasına gelen oda ve öbür bölümlerin ışık alması için, damın ortasından zemine kadar açılan boşluk.
- Işık alan.
- Kolay anlaşılacak derecede açık olan, vazıh.
- Kötülükten uzak, temiz, saf.
- Bir yüzeyin ya da ortamın ışıklı olması hali.
Bright.
Sunny.
Luminous.
Sunlit.
Light-well.
Clear.
High-speed.
Brightly.
Illumination.
Light.
Daylight.
Skylight.
Enlightenment.
Radiance.
Air-shaft.
Airway.
Irradiation.
Clarity.
Light shaft.
Opening for light.
Luminousness.
Brilliant.
Illumined.
Glow.
Faible lueur
aydınlık bacası
- Binanın iç kısımlarına ışık vermek amacıyla yapılan üstü açık veya cam örtülü dar aralıklar.
Light well.
aydınlık çağ
Age of enlightenment.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
aydınlık bacasıaydınlık çağaydınlık niceliğiaydınlık reaksiyonlarıaydınlık saçmakaydınlık tarafaydınlık ve güneş tanrısıaydınlıka çıkmakaydınlıkların düzgünyayılmışlık çarpanıaydınlıkölçeraydınlıaydınlığa çıkarmakaydınlığa kavuşturmakaydınlandırmakaydınlanmaaydınlanma çağıaydınlanmacıaydınlanmacılık