atık özümlemesi ne demek?
- Waste assimilation
waste
- Atılmış, kullanılmaz
- Bedenden çıkarılmış, ifraz edilmiş
- Boş, hali, terkedilmiş
- Çorak
- Viran, harap
- Artık, yeterinden fazla
- Israf, telef, çarçur, heder, savurma
- Iyi kullanmama, değerlendirmeme
- Boş arazi
- Metruk arazi
atık
- Atılmış, atılan.
- Süt veya yoğurt çalkamaya yarar küçük yayık.
- Bir fiziksel ya da kimyasal süreçte işlenen özdeklerin, artakalıp işe yaramayan bölümü.
- Yeniden eritilip dökülebilir, bozuk dökme metaller.
- Gıda endüstrisinde üretimden tüketime kadar olan tüm aşamalarda ortaya çıkan veya atılan maddelerin tamamı.
- Azad edilmiş, Serbest bırakılmış kimse. (Osmanlıca'da yazılışı: âtık(a))
- Waste product.
- Faecal matter.
- Contaminant.
- Fallout.
atık bırak
- Chaff release
özümleme
- Edinilmiş olan bilgileri kendi öz malı durumuna getirme.
- Özümlemek işi, yapım, temessül, temsil, asimilasyon, anabolizma, yadımlama karşıtı.
- Ototrof organizmalarda karbondioksit, azot, su gibi basit inorganik maddelerin çevreden alınarak organizmanın kompleks organik bileşiklerine katılması.
- Heterotrof organizmalarda sindirilen besin maddelerinin kompleks biyomoleküllere dönüştürülmesi. Asimilâsyon.
- Yoğaltım.
- Metabolizmanın doku yapımıyla ilgili bölümü, parçalanan gıda maddelerinin özümleme sonucu vücuda yarayışlı biçime sokularak dokuların yapısında yer alışı, bu amaca yönelik vücutta seyreden biyokimyasal olaylar dizisi, anabolizma, asimilasyon, yeniden sentez, anabolik reaksiyonlar.
- Assimilation.
- Assimilation
- Assimilation
- Ad: ...ye, ...ya; similis: benzer