asmak ne demek?
- Bir şeyi aşağıya sarkacak biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak
Lambayı tam pencerenin karşısına astı.
S. F. Abasıyanık - Üzerine takınmak, kuşanmak.
- Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek.
- Gitmek zorunda olunan bir yere özürsüz gitmemek
... güzel havada mektebi asamamış bir ilkokul öğrencisi somurtkanlığı ile kafileye katıldım.
H. Taner - Görevi olan bir işi özürsüz yapmamak.
- Hang up.
- Suspend.
- Hang.
- Neglect.
- Drape.
- Drape over.
- Gibbet.
- Halter.
- Hang on.
- Hang out.
- Sling.
- String up.
- Swing.
- Truss.
- Hook.
- To hang.
- To put sth up.
- To hang out to dry.
- To execute.
- To play truant.
- To cut.
- To suspend.
- To break leave.
- Put up.
- Putting up.
asmakabağı
- Kabakgillerden, sürüngen ya da sarılgan, mevsimlik bir kabak türü (lageneria vulgaris).
- Gourd.
asmakat
- Bir yapıda genellikle yer katı ile birinci kat arasında bulunan, tavanı basık, altı kapalı yarım kat.
- Mezzanine.