asıntı ne demek?
- Bir işi hemen yapmayıp bekleterek geri bırakma, tehir, tavik.
- Birini tedirgin edecek kadar üzerine düşme.
- Sırnaşan, tebelleş olan kimse.
- Delaying.
- Unpaid debt.
ası
- Osmanlıca'da yazılışı: âsî.
- Asma işi.
- Film tanıtısı için hazırlanan değişik boy ve biçimlerde duvar ilanı.
- Yarar, fayda, kazanç.
- Çıkar, menfaat.
- Yetişkin, olgun.
- İri, gösterişli.
- Çevik.
- Hurma salkımı.
- Poster.
asıcı
- Asan kişi, cellat.
- Asılı olarak tutan kas.
- Suspensory.