asılmak ne demek?
- Asma işi yapılmak veya asma işine konu olmak
Yan yana asılmış aynı boyda tablolar gördük.
B. R. Eyuboğlu - Bir yere tutunup sarkmak.
- Tutup çekmek.
- Hızla eline almak.
- Boynuna ip geçirip sallandırılarak öldürülmek, idam edilmek.
- Bir şey isterken karşısındakini tedirgin edecek derecede üstelemek, ısrar etmek, ileri gitmek.
- Sonuna kadar mücadele etmek.
- Karşı cinsin ilgisini çekmek için rahatsız edici davranışlarda bulunmak.
- Make advances to smb.
- Pull.
- Hang.
- Hang on.
- Hang down.
- Be suspended.
- Accost.
- Philander.
- Swing.
- Wrench.
- Fall.
- Strain.
- Twitch.
- To hang.
- To be hung.
- To be hanged.
- To be executed idam edilmek.
- To pull.
- To tug.
- To pester.
- To insist.
- To try hard.
- To make advances.
- To fall.
- To pull one's full weight.
- To lean over.
- To hang on.
- To cling to.
- To behanged / hung.
asılma
- Asılmak işi.
- Mec. Israr ve inatla üzerine düşme.
- Vücud ağırlığının, kollar, bacaklar ya da bir başka vücut bölümünde asılı tutulması.
- Pull.
- Suspension.
- Advances.
- Dependence.
- Hanging.
- Suspension
asılma dayanma araçları
- Üzerinde asılma ve dayanma alıştırmaları yapılan yatay demir, koşut ağaç v. b. araçlar.
- Engins de suspension et d'appui