asıl bulgu belgesi ne demek?
- Bulgu belgeleri kütüğüne ilk olarak yazılmış, bulgu için verilen belge.
- Essential patent.
- Brevet essentiel
asıl
- Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı.
- Gerçeklik, esas, hakikat.
- Kök, köken, kaynak.
- Soy, nesep
- Gerçek, esas
- Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan.
- Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı.
- Bir şeyin temelini oluşturan, ana.
- Yeniçeri ocağından olanların ulufelerini gösteren defterin özgün nüshası.
- Gerçekten, gerçek olarak
asıl anlam
- Bir kelimenin karşıladığı ilk kavram, ana kavram: ayak kelimesininasıl anlamı «insan ve hayvanda yürüme organı»dır. Bu kelimenin masa ayağı, sandalye ayağı örneklerinde olduğu gibi herhangi bir nesnenin ayağı, bir ırmağın ayağı veya «halk şiirindeki kafiye» anlamlarını kazanması, anlam dallanması yoluyla sonradan oluşmuş yan anlamlardır. Bunun gibi yol kelimesininasıl anlamı «üzerinde yürünen veya üzerinden geçilen yer»dir. «usul, metod» anlamı ise sonradan oluşmuştur. Aynı durum yürek «kalp» kelimesinde de vardır. Bunun «cesaret» anlamı sonradan ortaya çıkmıştır. bk. sözlük anlamı krş. yan anlam.
- Main meaning.
- Sens propre
bulgu
- Var olduğu hâlde bilinmeyeni bulup ortaya çıkarma işi ve bu işin sonunda elde edilen şey.
- Araştırma verilerinin çözümlenmesinden çıkarılan bilimsel sonuç, netice.
- Vücuttaki işlevsel bir bozukluğun, hastalığın belirlenmesine yarayan olgu veya olay, belirgi, araz, semptom.
- Aristoteles'in Poetika'sında bir kişinin başkasını çeşitli izlerden, eşyalardan ve yaptığı hareketlerden, dolayı tanıması. Bilgisizlikten bilgiye geçiş.Dgr.: Yun. Anagnorisis
- Adli ve idari soruşturmalarda elde edilen, olayın aydınlatılmasına katkısı olabileceği düşünülen ve ilgili makamlar tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda delil niteliği kazanabilecek her türlü öge.
- Belirti.
- Bulunan şey, keşif.
- Anlayış.
- İlham.
- Sign.
belge
- Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb. vesika, doküman
- Tiyatro eserinin baş tarafına yazılan oyun özeti.
- Bir olguyu ya da bir savın doğruluğunu gösteren, basılı da olabilen kanıtlayıcı gereç.
- bir gerçeğe tanıklık eden şey
- Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb. vesika, doküman.
- (Bak: Vesika)
- Certificate.
- Voucher.
- Brief.
- Card.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
asılasıl anlamasıl azmaz, bal kokmazasıl belirtiasıl borçluasıl dilekliasıl dinleyici kopyasıasıl fiillerasıl filimasıl gerçekasıasıcıasıcı bağasıcı kasasıcılbulgubulgu belgelerini bölümlemebulgu belgelerini uluslararası bölümlemebulgu belgelerinin alım satımıbulgu belgelerinin bağımsızlığıbulgu belgelerinin kendiliğinden kamu malı olmasıbulgu belgeli tekniklerbulgu belgeli üretimbulgu belgeli yöntemlerin işletilmesibulgu belgesibulg.bulganbulgarbulgarcabulgari