arka ne demek?
- Arkada olan, arkada bulunan.
- Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı.
- Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi.
- Geri kalan bölüm, kısım.
- Art, peş.
- Otururken sırtın dayandığı yer
Otomobile bindiğimiz zaman başını arkaya yaslamış, gözlerini yummuştu.
T. Buğra - İnsanın vücudu, bedeni
Arkasında beli kemerli, dar, şık bir pardösü vardı.
R. H. Karay - Koruyucu, kayırıcı, iltimasçı, piston
Memur olmak için büyük bir arka gerek.
H. R. Gürpınar - Bir organizmanınarka kısmı; bir organ veya yapınınarka kısmı. Posteriyor, art.
- Çadıra diktikleri direk.
- Posterior.
- Back.
- Stern.
- Rear.
- Tail.
- Hind.
- Rearward.
- Friend at court.
- Supporter.
- Backer.
- Support.
- Backing.
- Contuniation.
- Breech.
- Small.
- Dors-.
- Dorso-.
- Dorsal.
- Reverse.
- The reverse.
- Continuation.
- Sequel.
- Back-up.
- Backside.
- Buttocks.
- Behind.
- The back.
- Backpart.
- Back side.
- Rump.
- Powerful friend.
- Pull.
- Influence.
- Back load of sth.
- Countenancer.
- Heel.
- Essence, liquor, arrack.
- Posterior: sonra
arka açı
- Kürek kemiğinin üst kenarıyla arka kenarı arasındaki açı, angulus kaudalis.
- Angulus caudalis.
arka ağ
- Bk. kale ağı.