arda ne demek?
- Maden üzerine kazıma yapmak ve çıkrıkta çevrilen şeyleri yontmak için kullanılan çelik kalem.
- Meriç ırmağının Edirne yöresindeki önemli bir kolu.
- Vaktiyle bazı çavuşların elde tuttukları uzun değnek.
- Uygur yazılarında geçen çok eski bir Türk adı.
- İşaret olarak yere dikilen çubuk.
- Hükümdar veya kumandan asası.
- Toplumda dikkat çeken.
- Çıkrıkçı kalemi.
- Sonra gelen.
- Sopalı çavuş.
- Ardıl.
- Halef.
- An agency of the Intelligence Community that conducts advanced research and development related to information technology.
- Making stake.
- Lathe chisel.
- Stake.
arda kalan
- Remaining, residuary.
arda kalma olasılığı
- Bir çoğada belli bir yaş öbeğinin bir sonraki öbeğe geçebilme olasılığı.
- Probability of survival.