aparmak ne demek?
- Almak, alıp götürmek
Geçme namert köprüsünden, ko aparsın su seni.
Evliya Çelebi - Gizlice almak, alıp kaçmak, çalmak
Sözü geçen para ehemmiyetsiz bir şeydi ve müdür muavini, onu çok ustalıkla aparmıştı.
H. Taner - To carry away.
- To make off with.
aparma
- Aparmak işi.
apar
- Oyuncunun rol gereği seyircilerin duyacağı biçimde, ama öbür oyuncular sanki duymuyormuş gibi düşünmesi ya da konuşması. 2 - Oyuncunun doğrudan seyirciye dönerek konuşması.
- Aside.