amma ne demek?
- Ama
İyi amma zatıaliniz kapıya geldiği zaman beni sormadınız.
O. C. Kaygılı - Yanına getirildiği kelimenin anlamına aşırılık katarak şaşma veya hayranlık anlatan bir söz
Hatırladıkça amma da yılışıkmışım ha, der, utana utana.
T. Buğra - (Bak: Emma)
- An abbes or spiritual mother.
- Still.
ama
- Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma
- Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz
- Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz
- Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz.
- Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz
- Görme engelli.
- Dağbaşlarında olan duman.
- Kör. Gözü görmeyen. (Osmanlıca'da yazılışı: a'ma)
- Bk. kör
- Only.
amma da yaptın
- Get along with you.
amma da yaptın ha
- Söylenen bir söze pek inanılmadığını ve şaşıldığını anlatan bir söz.