amil ne demek?
Kökeni: Arapça
- İslam devletlerinde zekat, vergi tahsildarı veya valiler ve devlet memurları.
- Etken, etmen, sebep, faktör
Acaba bu cereyan ne gibi tarihî amillerin tesiriyle doğdu.
F. Köprülü - Osmanlıca'da yazılışı: âmil.
- Bir işle mükellef olan.
- İsteyen, emeli olan.
- Yapan, etken, faktör.
- Arzusu, isteği olan.
- İmal eden, yapan.
- Yapan, işleyen.
- Bk. etken
- Etken.
- Bk. etmen
- Causa.
- Factor.
- Agent.
- Reason.
- Motive.
- Course.
- Element.
- Antrieb.
- Moment.
- Faktor.
- Ursache.
etken
- Etki eden, müessir, faktör
- Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan, müessir.
- Doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatan, öznesi belli olan fiil, aktif fiil, malum, edilgen karşıtı.
- Bir olayın oluşumunu etkileyen değişkenlerden her biri.
- Etki yapıcı, belirleyici gücü olan.
- Bir sonucun ortaya çıkmasına yol açanların her biri.
- Birden fazla sayıda aracın bir araya gelerek bir ürünün oluşmasını sağlaması, etmen.
- Effective.
- Active.
- Dominant.
amil alkol
- Ch3(Ch2)4Oh CH3(CH2)4OH genel formülünde sekiz izomeri bilinen ve bilinen izomerlerin içinde en önemlisi 137,5
amil asetat
- Formülü CH3COOC5H11 olan, ilaç sanayii ve parfümeri haricinde endüstride çözücü olarak kullanılan, renksiz, yanıcı, suda az çözünen sıvı bir madde.
- Amyl acetate.
- Amyle acetate