aliunde ne demek?
- Bir başka kaynaktan
- Bir başka yerden
bir
- Sayıların ilki.
- Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı.
- Bu sayı kadar olan.
- Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).
- Tek.
- Beraber.
- Eş, aynı, bir boyda.
- Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.
- Kuyu. (Osmanlıca'da yazılışı: bi'r)
- Yıldırım. Bulutdan buluta veya bulutdan yere elektrik boşanması.
ali
- Yüce, yüksek
- Hz. Ali: Ebu Talib'in oğlu. Peygamberimizin amcazadesi ve kızı Fatma (r.anha)'nın kocası. Dördüncü halife.
- Yüce, ulu, yüksek.
- Onur bakımından en üstün.
- Şan ve şeref sahibi.
- Yüce, ulu, yüksek
- Yemin eden.
- Üstün. Yüce. Çok büyük. Meşhur. Necib.
- Büyük, yüksek, şerif, celil, aziz olan. (Osmanlıca'da yazılışı: âli)
- United States prizefighter who won the world heavyweight championship three times.
ali aba
- (Bak: Al) (Osmanlıca'da yazılışı: âl-i aba)
- Hz. Peygamberin (A.S.M.) kendisi ile beraber, kızı Hz. Fatıma Validemiz, damadı Hz. Ali ve torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'den (R.A.) müteşekkil hey'et. "Hamse-i al-i aba" da denir. Hz. Peygamber'in (A.S.M.) giydiği abasını mezkur sahabe-i güzin hazeratının üzerine örterek hususi dua ettiğinden bu isimle anılmaları meşhurdur.(Bediüzzaman Hazretlerinin "Lem'alar" adlı eserinin Ondördüncü Lem'asında bu meseleye dair izahat vardır.) (Osmanlıca'da yazılışı: âl-i abâ)