alim ne demek?
Kökeni: Arapça
- Bilgin
Hiçbir şeye inanmayan, ne inkılapçı ne muhafazakâr ne âlim ne şair olabilir.
O. S. Orhon - Çok bilen, sonsuz. ilim sahibi.
- Bilen, bilici.
- Bilen, bilgili.
- Üzüntülü, kederli, ıztırab çeken.
- Çok okumuş.
- Allah'ın sıfatlarındandır. Kur'an'da Cenab-ı Hakk'ın ismi olarak 13 yerde geç "abd" takısı alarak da kullanılır.
- Alim olan.
Savant.
Knowing.
Who knows.
Intellectual.
Learned.
Erudite.
bilgin
- Bilimsel bir konuda çok bilgisi olan kimse, bilimci, âlim.
- bilgili kişi (alim, karşılığı olarak da kullanılmaktadır)
- Bilimsel bir konuda derin bilgisi olan, alim.
- Alim, bilge.
Learned.
Erudite.
Scholar.
Bookman.
Learned man.
Scientist.
alim bilmecesi
- Bk. bilgin bilmecesi
alimakam
- Makamı yüksek, yeri yüksek. (Osmanlıca'da yazılışı: âli-makam)