alibi ne demek?
- Suç işlendiği anda zanlının başka yerde bulunduğunu ispat etmesi
- Özür, mazeret
- Suç anında başka yerde olduğu iddiası
- Suç mahallinden başka yerde
- Gerekçe
aliberts disease
- alibert hastalığı, mycosis fungoides; (Yazılışı: alibert's disease)
ali
- Yüce, yüksek
- Hz. Ali: Ebu Talib'in oğlu. Peygamberimizin amcazadesi ve kızı Fatma (r.anha)'nın kocası. Dördüncü halife.
- Yüce, ulu, yüksek.
- Onur bakımından en üstün.
- Şan ve şeref sahibi.
- Yüce, ulu, yüksek
- Yemin eden.
- Üstün. Yüce. Çok büyük. Meşhur. Necib.
- Büyük, yüksek, şerif, celil, aziz olan. (Osmanlıca'da yazılışı: âli)
- United States prizefighter who won the world heavyweight championship three times.