alet ne demek?
- Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne
Alet işler, el övünür.
Atasözü - Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç, aygıt
Hafif sesli bütün aletleri susturup davulu sabaha kadar vurdurmak istiyorum.
F. R. Atay - Bir makineyi oluşturan ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri.
- Hoş görülmeyen bir işe yardımcı veya aracı olmayı kabul eden kimse, maşa
Birtakım teşebbüslerini gerçekleştirmesi yolunda onu bir alet gibi kullanıyor.
Y. K. Karaosmanoğlu - Mec. Vücuttaki organlardan her biri.
- Bk. araç
- Fakir. (Osmanlıca'da yazılışı: âlet)
- Instrumental.
- Gadgety.
- Tool.
- Appliance.
- Instrument.
- Device.
- Apparatus.
- Implement.
- Jigger.
- Organ.
- Vessel.
- Pawn.
- Utensil.
- Cock.
- Machine.
- Means.
- Appliance producer.
- Engine.
- Tool equipment.
- Handle.
araç
- Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta, gücünden yararlanılan nesne.
- Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta.
- Bir şeye ulaşmak, bir şeyi elde etmek için yararlanılan kimse veya şey.
- Taşıt
- Bir sonuca ulaşmak için kullanılan şey.
- Bir işin yapılmasında, bir makinenin, bir motorun sökülmesi, takılması, ayarı ya da işletilmesinde kullanılan aletlerden her biri.
- Bir özdeği etkileyerek onda değişikliğe yol açan özdek ya da kuvvet.
- Vehicular.
- Vehicle.
- Means.
alet çantası
- Tool bag, kitbag, kit.
alet edavat
- Aletler.
- Paraphernalia.