alem ne demek?
- Yeryüzü ve gökyüzündeki nesnelerin oluşturduğu bütün, evren.
- Dünya, cihan
İnsan âlemde, hayal ettiği müddetçe yaşar.
Y. K. Beyatlı - Aynı konu ile ilgili kimseler.
- Bu kimselerin uğraşlarının bütünü
Geçen kışın tiyatro, cambazhane âlemlerini uzun uzun tasvir ediyordu.
O. C. Kaygılı - Hayvan veya bitkilerin bütünü.
- Durum ve şartlar.
- Herkes, başkaları
Bizi, aleme rezil etme.
- Ortam, çevre
Fakat onun Türk ve Müslüman dostları hep alafranga ve zengin bir âlemde yaşarlardı.
H. E. Adıvar - Eğlence.
O gün evde iki gün önceki araba âlemlerini düşünüyordu.
O. C. Kaygılı - Bayrak.
- Minare, kubbe, sancak direği vb. yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız veya lale biçiminde süs, ayça.
- Canlıların sınıflandırılmasında sınıflandırmanın ilk basamağı için kullanılan terim. Canlılarâlemi, regnum.
- Biyolojik sınıflandırmanın en üst sınırı.
- Bayrak, sancak.
- İm iz, nişan.
- Yüksek dağ.
- Minare tepesi.
- Halk.
- Duygu ve düşünce.
- Daha iyi bilen. En iyi bilen. (Osmanlıca'da yazılışı: a'lem)
- Bütün cihan. Kainat. (Osmanlıca'da yazılışı: âlem)
- The imperial standard of the Turkish Empire.
- Combination of individual and whole class approach which helps to integrate students with special needs into the classroom.
- World So Addis Alem is 'New World' and Madane Alem is 'Savior of the World.
- The crescent made out of bronze or copper which is placed on the domes and at the peak of the mosques and minarettes.
- Universe.
- World.
- Kingdom.
- Class of beings.
- State.
- Condition.
- Party.
- Booze.
- Booze-up.
- Entertainment.
- Spree.
- Junket.
- Razzle-dazzle.
- Whoopee.
- Bender.
- Binge.
- Blast.
- Blind.
- Blow-out.
- Burst-up.
- Bust.
- Buster.
- Carousal.
- Creation.
- Jollification.
- Nature.
- Blowout.
- Jamboree.
- Merrymaking.
- Orgy.
- Revelry.
- Flag.
- The crescent and the star on top of a minaret.
- Field.
- People.
- The public.
- Banner.
- Macrocosm.
- Rave.
- Rave up.
- Régne
- Regnum: dominyon
- Regnum
alem olmak
- Simge olmak
alem tip
- Ripper.