alınganlık ne demek?
- Alıngan olma durumu
Daveti kabul edilmemiş bir devlet reisinin alınganlığı seziliyordu.
Y. K. Karaosmanoğlu - Her sözü ve hareketi kendisine yapılıyormuş veya söyleniyormuş sanıp alınmak ve küsmek.
- Kişinin, benliğine güveninin eksikliği yüzünden, kendisine yöneltilen eleştirilere aşırı tepki gösterme durumu.
- Bir özdeğin mıknatıslanma yeğinliğinin mıknatıslama kuvvetine oranı,
- Bir içyüküldeki ucaylanımın, bu ucaylanıma neden olan elektriksel alan yeğinliğine oranı.
- Susceptibility.
- Irritability.
- Touchiness.
- Suszeptibilität
- Susceptibilité
alıngan
- Aşırı duygulu, çabuk gücenen, kırılan.
- Her sözü ve hareketi kendisine yapılıyormuş veya söyleniyormuş gibi algılayan.
- Gururlu, alımlı, çalımlı.
- Touchy.
- Swift to take offence.
- Easily offended.
- Sensitive.
- Fragile.
- Susceptive.
- Susceptible.
alınganlık sabuklaması
- Başkalarınca yapılan davranışların kendini kötülemek ya da küçük düşürmek için yapıldığı kanısı.
alıngan
- Aşırı duygulu, çabuk gücenen, kırılan.
- Her sözü ve hareketi kendisine yapılıyormuş veya söyleniyormuş gibi algılayan.
- Gururlu, alımlı, çalımlı.
- Touchy.
- Swift to take offence.
- Easily offended.
- Sensitive.
- Fragile.
- Susceptive.
- Susceptible.