akide ne demek?
Kökeni: Arapça
- Bir şeye inanarak bağlanış, inanç, din inancı.
Akidesini esvap gibi değiştirebilen, vicdanını adi bir eşya gibi satan insanlar bu dünyada az değildir.
Ö. SeyfettinAhmet Bey, dedi, kim olduğunuzu, akidenizi, kasabada, köylerde ne gibi faaliyet gösterdiğinizi biliyorum.
N. Hikmet - Şekerin kaynatılarak katılaşması yolu ile yapılan, renkli ve kokulu, ağızda güç eriyen şeker, akide şekeri
Ağızları ve elleri yaladıkları akideden kıpkırmızı bir hâlde geçiyorlardı.
Y. K. Beyatlı - İslamda inanç olarak bağlanmayı gerekli kıldığına inanılan inanç esaslarının bütünü olarak bilinir.
- İnanılan ve itikad edilen esas.
- İman, itikat
- Bkz. öğreti
Sugar candy.
Creed.
Belief.
Dogma.
Gospel.
Persuasion.
Tenet.
öğreti
- Bilimde bir düzenli görüşü oluşturan ilke ve dogmaların bütünü, meslek, doktrin
- Belli bir anlayışa, düşünceye dayalı olan ilke veya ilkeler dizisi, doktrin
- Bilimde bir düzenli görüşü oluşturan ilke ve dogmaların bütünü.
- Belli bir anlayışa, düşünceye dayalı olan ilke veya ilkeler dizisi.
- Bilimde bir düzenli görüşü oluşturan ilke ve inakların tümüne verilen ad.
- İnan ya da inanca dayanak olan ilke ya da ilkeler dizisi.
Creed.
Tenet.
Teaching.
Teaching doktrin.
akide şekeri
- Akide
Rock candy.
Hard candy
Sugar candy
Rock
akidei tevhid
- Allah'ın bir olduğuna inanmak. (Osmanlıca'da yazılışı: akide-i tevhid)