ajitatör ne demek?
Kökeni: Fransızca
- Körükleyici
Tamam bak, ne diyorlardı kışkırtıcıya, ajitatör; tamam bir iki ajitatör lazım bize.
E. Işınsu - Kışkırtıcı.
- Huzur bozucu
- Rabble rouser.
- A spark plug
- Agitator
körükleyici
- Kışkırtıcı.
- Instigative.
ajitasyon
- Körükleme
- Duygu sömürüsü yapma
- İnsanın zihninde ve duygu dünyasında sarsıntı yaratma.
- Çırpıntı.
- Kışkırtma.
- Çalkalanma, çalkantı.
- Karışıklık.
- Kişinin ruhsal gerginliğini dışa vurması sonucu oluşan etrafına karşı saldırganlık durumu.
- Huzursuzluk.
- Agitation, psychomotor agitation.
ajite
- Rahatsız
- "Körüklemek; duygu sömürüsü yapmak" anlamlarındaki ajite etmek birleşik fiilinde ve "çırpıntıya uğramak" anlamındaki ajite olmak teriminde geçen bir söz.
- Taşkınlık yapan
- Huzursuz
- Agitated