aim justifies the means ne demek?
- Hedefe giden her yol mubahtır
- Görevleri yerine getirmek için yapılan her şey hoş görülebilir
- Tüm araçlara izin verilebilir
aim
- Hedeflemek, nişan almak, kastetmek, niyet etmek, yöneltmek, doğrultmak, çalışmak ( e), fırlatmak (füze)
- Hedefe doğru çevirmek mermi, söz veya iş)
- At ile kastetmek, maksadı olmak
- Nişan almak
- Niyet etmek.
- Maksat, emel, niyet, amaç, gaye
- Nişan alma
- Hedef yönü
- Nişan tahtası, hedef
aim at
- Hedeflemek, kastetmek, amaçlamak, niyetlenmek, çalışmak ( e)
the
- Belirli durumlarda isimden önce kullanılır
- O (tarif edatı, harfi tarif, belirtme sıfatı)
- Ne kadar, o kadar (mukayese sıfatlarından evvel)