afif ne demek?
Kökeni: Arapça
- İffetli (erkek)
Arzu ettiğim gibi afif, saf bulduğum bu adama hürmet eder, onu böyle severdim.
M. Ş. Esendal - Haramdan sakınan.
- Namuslu, ırz ve namus sahibi kadın
- Temiz, dürüst.
- İffetli, ırz ve namusu sağlam
O çok afif bir kadındır
- Doğru, yolsuzluğa sapmaz kişi.
- Sahtekar olmayan
- Chaste, pure, undefiled; not corrupted.
iffetli
- İffetini koruyan, sili, afif, afife
- (İffetlü) Namus, haya ve iffet sahibi kadın.
- Chaste.
- Virtuous.
- Pure.
- Pure sili.
- Afif.
- Upright.
- Honest.
- Continent.
afifane
- Temizce, tertemiz.
- İffetlice. Temiz olarak. Nazif olarak. (Osmanlıca'da yazılışı: afifâne)
afife
- İffetli (kadın).
- Doğru, temiz, namuslu.
- Saygıdeğer kadın.
- Namuslu kadın.