aday ne demek?
- Bir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse
Babası da beni damat adayı olarak görüyordu.
M. Yesarî - Bir iş için yetiştirilmekte, eğitilmekte olan kimse, namzet
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan adayları, on gün içinde Başkanlık Divanına bildirilir.
Anayasa - Ulusal ya da karma takımlarda oynatılmak üzere türlü takımlardan seçilen oyuncular.
- Bir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse.
- Bir iş için yetiştirilmekte olan kimse.
- Nişanlı kız.
- (Bak: Namzed)
Applicant.
Cadet.
Candidate.
Aspirant.
Contestant.
Entrant.
Nominee.
Postulant.
Remainderman.
Applicant namzet.
Suitor.
Solicitor.
aday adayı
- Herhangi bir işi yapmak, bir görevi yüklenmek için adaylık aşamasını kazanmak amacıyla başvuran kimse.
- Milletvekili ve senatör seçimlerinde, partinin adayı olmak için, partisinde yapılan ön seçimlere adaylığını koyan kimse.
Candidate for nomination.
Presumptive nominee
aday belirleme günü
Nomination day.