acquitted ne demek?
- Beraat etmiş, aklanmış
- Suçsuz bulunan
- Suçtan aklanmak
- İbra edilmiş
beraat
- Aklanma
- Suçsuzluğu anlaşılmış olma hali.
- Kurtuluş.
- İyimserlik, olgunluk, güzellik.
- Fazilet, meziyet.
- Haşmet, metanet. İlim ve şecaatta, güzel vasıflarda emsalinden üstünlük. Hüsn ve cemalde tam olmak,emsalinden üstün olmak. (Osmanlıca'da yazılışı: berâat)
- Acquittal.
- Dismissal.
- Exoneration.
acquitter
- Beraat eden kimse, tahliye olan, suçsuz bulunarak serbest kalan kimse
acquittal
- Yerine getirme, yapma
- Beraat, temize çıkma
- Suçsuzluk hükmü
- Aklanma