acemi ne demek?
Kökeni: Arapça
- Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen
Acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir.
Atasözü - İşinde, mesleğinde yeni olan
Polis tramvaya yol vermeli, kozunu acemi şoförle paylaşmalı idi.
H. Taner - Toy, tecrübesiz, beceriksiz.
- Bir yerin, bir şeyin yabancısı
- Saraya yeni alınmış cariye.
- Bkz. acemi oğlanı
- Saraya yeni alınmış karavaşlara verilen ad.
- Inexperienced.
- Clumsy.
- Unskilled.
- Untrained.
- Learner.
- Unbaked.
- Inexpert.
- Callow.
- Green.
- Guiltless.
- Half-baked.
- Inept.
- Simple.
- Strange.
- Sucking.
- Unfledged.
- Unseasoned.
- Unversed.
- Young.
- Young in one's job.
- Beginner.
- Novice.
- Stranger.
- Trainee.
- Brash.
- Colt.
- Fresh.
- Tyro.
- Greenhorn.
- Unfamiliar with.
- Amateur.
- Gauche.
- Johnny raw.
- Left handed.
- Noncongnoscenti.
- Rude.
- Tiro.
- Unhandy.
- Unpractised.
acemi oğlanı
- Yeniçeri Ocağında yetiştirilmek üzere tutsaklardan veya devşirme yoluyla Hristiyanlardan toplanan çocuk.
- Acemi ocağı öğrencisi olan yeniçeri adayı.
acemi ağası
- Hareme yeni alınan cariyelerin ağası.
acemi aktör
- Ham actor.